BAĞIŞ YAP

Su ve Yaşam - Prof. Dr. Ahmet Karataş

1 Ocak 2022 Cumartesi Mavera Eğitim ve Sağlık Vakfı

MAVERA BÜLTEN  4 ARALIK 2021

SU VE YAŞAM konusunu Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Karataş ile konuştuk. Yaşamak için suyun ne kadar önemli olduğunu ve su konusunda mutlaka bir politikamız olması gerektiğinin üzerinde durdu.

 Çay, fındık, tütün fazlalığının azaltılarak dışarıdan aldığımız ürünleri ekme noktasına gelirsek kendi kendimize yeten bir ülke olabileceğimize değindi. Mercimeğe ihtiyacımız varsa herkesin kendi ilinde uygunluğuna göre bunun ekimine katkı sağlar. Özellikle devletin ülkesindeki üniversitelerdeki bilim adamlarından alacağı destekle mutlaka tarım, su, çevre konularında da bilim kurulları oluşturması gerektiğinin üzerinde durdu. Bu vesileyle önümüzü daha iyi görerek yarınlar için daha iyi bir planlama yapabileceğimiz konusuna işaret etti. Dünyada giderek artan kirlilik, susuzluk, iklim değişikliği sorunlarının önüne geçmek için politikalar üretilmesinin elzem olduğunu vurguladı.

Valilik, devlet, üniversite bünyesinde o bölgenin şartlarına göre bilim kurullarının oluşturulmasının çok önem arz ettiğini belirtti. Kiraz, elma, şeftali gibi çok su isteyen ürünlerin kuraklık olan bölgelerde yetiştirilmesinin çok da uygun olmadığını bölgeye uygun yerel problemleri göz önüne alarak çalışmaların yapılmasının zaruri olduğunu ifade etti. İstedikleri gibi tarım yapılmasının suyumuzun varlığını ciddi tehdit ettiğini, bugün göllerimizde susuzluğun orada yaşayan canlıları da tehdit ettiğini söyleyerek bu yıl Tuz Gölü’nde binlerce flamingo yavrusunun susuzluktan kuruyarak öldüğünü söyledi. Giderek artan nüfusa karşı artan su sorunlarının, kuraklıkların atlatılması konusunda ciddi tedbirlerin alınması gerektiğini belirtti. Suların azalması sazlıkların kurumasının ülkemizde canlı çeşitliliğini azalttığını vurguladı. Kuşların ya da balık türlerinin eski sayıda olmadığını, Dubai, Ürdün, İsrail’in bu konudaki çalışmalarının ortama göre şekillendiğini belirtti. Fazla olan barajların tarım için elverişli kullanılmadığının da altını çizdi.

 

Eskiden kayıkların olduğu göllerin artık eskisi gibi olmadığını ve giderek küçüldüklerini Burdur, Akşehir’in giderek çöl halini aldığını ve bunun önüne geçilmesi için doğru tarımın şart olduğunu vurguladı.

Karadeniz, Hazar, Aral’ın aynı şekilde 1950 haritalarındaki haliyle olmadığını Umman’da, Afrika’da içilen suların yeterince iyi olmadığını parazit, salyangozların olduğunu ve Batının bu konuda duyarlı olmadığını ifade etti.  Dünyanın hepimize lazım olduğunu kimseye kalmayacağını ve insanoğlunun bir an önce aklını başına alarak duyarlılığını artırması gerektiğini belirtti. BM bu konuda çalışmalarının sadece kendilerine göre demokrasi çerçevesi içinde olduğunun üzerinde durdu. Bireyler olarak herkesin üzerine düşeni yapması, çalışmaların küçükten dünya geneline yayılması kendiliğinden düzelmelerin olacağının işaretidir.  250 Üniversitedeki bilim adamlarının sözlerine itibar edilerek ortak çalışmaların yapılmasına bir an önce başlanmasının gerekliliğini ifade etti.