BAĞIŞ YAP

PEYGAMBERİMİZİN NAMAZI - Abdullah Yıldız

1 Ocak 2022 Cumartesi Mavera Eğitim ve Sağlık Vakfı

 

ABDULLAH YILDIZ

Abdestin günahlardan arındırıcı özelliğini vurgulayan hadisi hatırlayalım: “Mümin veya Müslüman bir kul abdest aldı mı, yüzünü yıkayınca gözüyle bakarak işlediği bütün günahlar su ile veya suyun son damlasıyla yüzünden dökülür iner; ellerini yıkayınca elleriyle işlediği hatalar su ile birlikte veya suyun son damlasıyla ellerinden dökülür iner; ayaklarını yıkayınca da ayaklarıyla giderek işlediği bütün günahları su ile veya suyun son damlasıyla dökülür iner. Öyle ki abdest tamamlanınca günahlarından arınmış olarak tertemiz çıkar.” (Müslim, Tahâret 32; Muvatta, Tahâret 31; Tirmizî, Tahâret 2)

Namazın Allah’ın rızasına ve affına vesile olduğunu hatırlatan şu hadis-i şerifle yazımızı bitirelim: “Namazın ilk vaktinde Allah’ın rızası vardır. Son vaktinde de affı vardır.”

İslâm davasına hizmet etmek için ortaya çıkmış, kendilerini İslâmî ilimlerin şu ya da bu alanında yetiştirmiş, yetenekleri, birikimleri ve imkânları nispetinde İslamiyet’in kendilerince doğru anlaşılıp öğrenilmesine ve yaşanmasına samimiyetle katkı sağlamaya çalışan hocalarımızın ve âlimlerimizin kıymetini herkesten daha iyi bilen bir kardeşinizim. Yaklaşık on yıldır, Namaz Gönüllüleri Platformu sözcüsü olarak, üçte ikisi beş vakit namaz kılamayan insanımızı namazla buluşturmak, namaz kılanlara ise namaz bilinci kazandırmak amacıyla başlattığımız Namazla Diriliş Seferberliği’ne katkı verebilecek kim varsa ondan istifade etmeye, hangi kurum ve kuruluş varsa onlardan destek almaya çalıştığımız cümlenin malumudur. Gerek namaz konusunda gerekse diğer İslâmî konularda fikir üreten, yazan, çizen, konuşan her yazarımızın.

İslâm dini, kendisinde iki dünyanın barıştığı bir dindir. Bu hayatla öbür hayatın bağdaşması, kaynaşması birinci plânda tutulmuştur. İki dünyadan hiçbiri kendi sınırını çiğneyerek öbürünü ezmez. Ruhla beden gibidir bu dünyayla öbür dünya. Biri öbüründen üstün görülebilir ama hiçbiri öbürünü tam olarak ortadan kaldırmaz. Çünkü bunlardan biri tam ortadan kalktığında uzun bir vadede öbürü de söner. Öteki dünya aşkı bu dünyayı yaşamaya değer hale getirir, dünya ve hayatı İslâm ölçüleri içinde verimlendirme de öteki dünya seviyesini ateşlendirir. Ruhun vücutla varlığını dışa vurması, vücudun da ruhun buyruğunda anlam kazanması gibi, dinin erdirici ışıkları altında iki dünyanın ve iki hayatın birbirine bağlı olarak olgunlaşması İslâm’ın insan için tayin ettiği bir varoluş şartıdır.